Turkish Meaning of contiguousness
bitişiklik
Other Turkish words related to bitişiklik
- bitişik
- bitişik
- komşu
- bitişik
- Ekli
- sınırı olan
- yakın
- En yakın
- bitişik
- Kanatlardan
- katılım
- yan yana getirilmiş
- en yakın
- dokunaklı
- birleşik
- ortam
- yaklaşık
- sınırlandırma
- çevreleyen
- iletişim
- bağlı
- Kucaklayan
- kuşatma
- ekleyerek
- kapsayıcı
- Eskrim
- FLUSH
- saçak
- anlık
- ekli
- katıldı
- bağlantılı
- marjinal
- yakın
- yakınında
- yanı başında
- gece
- çevresel
- süpürgelik
- çevresindeki
- teğet
- teğetsel
- sınırlandırmak
- bağlayıcı
- birbirine bağlanan
- Ayrı
- ayrı
- izole
- Bağlı olmayan
- ayrı
- bekar
- bağlı değil
- bitişik olmayan
- uzakta
- bağlantısı kopmuş
- süreksiz
- uzak
- bölünmüş
- uzak
- en uzak
- tecrit etmek
- Sürekli olmayan
- uzak
- kaldırıldı
- bağlı olmayan
- bağımsız
- Bağlantısız
- bağımsız
- ayrışmış
- Bölünmüş
- Boşanmış
- uzak
- uzak
- ayrıldı
- dallanmış
- Çözümlenmiş
- koparılmış
- bölünme
- bağlantısı kesik
- kırık
Nearest Words of contiguousness
- continence => İrade
- continency => Özdenetim
- continent => kıta
- continental => kıtasal
- continental army => Kıta Ordusu
- continental breakfast => Kontinental kahvaltı
- continental congress => Kıta Kongresi
- continental divide => kıta su bölücü
- continental drift => Kıta kayması
- continental drive => Kıtasal sürüklenme
Definitions and Meaning of contiguousness in English
contiguousness (n)
the attribute of being so near as to be touching
FAQs About the word contiguousness
bitişiklik
the attribute of being so near as to be touching
bitişik,bitişik,komşu,bitişik,Ekli,sınırı olan,yakın,En yakın,bitişik,Kanatlardan
Ayrı,ayrı,izole,Bağlı olmayan,ayrı,bekar,bağlı değil,bitişik olmayan,uzakta,bağlantısı kopmuş
contiguous => Bağışık, contiguity => bitişiklik, contextually => bağlama göre, contextualism => bağlamcılık, contextual definition => Bağlamsal tanım,