Turkish Meaning of bounding
sınırlandırma
Other Turkish words related to sınırlandırma
- Ekli
- çevreleyen
- iletişim
- bağlı
- Kucaklayan
- kuşatma
- ekleyerek
- ekli
- katıldı
- bağlantılı
- marjinal
- çevresel
- çevresindeki
- bağlayıcı
- bitişik
- bitişik
- ortam
- yaklaşık
- En yakın
- Bağışık
- kapsayıcı
- Eskrim
- anlık
- katılım
- yakın
- yakınında
- en yakın
- yanı başında
- gece
- kenar
- teğet
- teğetsel
- birleşik
- birbirine bağlanan
- bitişik
- sınırı olan
- yakın
- bitişik
- Kanatlardan
- FLUSH
- saçak
- yan yana getirilmiş
- komşu
- süpürgelik
- dokunaklı
- sınırlandırmak
- Ayrı
- uzakta
- ayrı
- bağlantısı kopmuş
- uzak
- uzak
- en uzak
- tecrit etmek
- izole
- Bağlı olmayan
- uzak
- kaldırıldı
- ayrı
- bekar
- bağlı olmayan
- bağlı değil
- bitişik olmayan
- süreksiz
- bölünmüş
- uzak
- uzak
- Sürekli olmayan
- ayrıldı
- Çözümlenmiş
- koparılmış
- bölünme
- kırık
- bağımsız
- Bağlantısız
- bağımsız
- kopmuş
- ayrışmış
- Bölünmüş
- Boşanmış
- dallanmış
- bağlantısı kesik
- boyunduruktan kurtulmuş
- parçalanmış
Nearest Words of bounding
Definitions and Meaning of bounding in English
bounding (p. pr. & vb. n.)
of Bound
bounding (a.)
Moving with a bound or bounds.
FAQs About the word bounding
sınırlandırma
of Bound, Moving with a bound or bounds.
Ekli,çevreleyen,iletişim,bağlı,Kucaklayan,kuşatma,ekleyerek,ekli,katıldı,bağlantılı
Ayrı,uzakta,ayrı,bağlantısı kopmuş,uzak,uzak,en uzak,tecrit etmek,izole,Bağlı olmayan
bounderish => yüzsüz, bounder => zorba, bounden => mecbur, boundedness => sınırlılık, bounded interval => sınırlı aralık,