Turkish Meaning of self-assertion
Özgüven
Other Turkish words related to Özgüven
- yapmacıklık
- küstahlık
- kibir
- Özgüven
- kibir
- Hor görme
- bencillik
- görkem
- Kibir
- yükseklik
- otoriterlik
- Enflasyon
- kibir
- kendini beğenmişlik
- Bahane
- gurur
- Kendini yüceltme
- özgüven
- kibir
- özgüven
- Önemseme
- kendi kendine memnuniyet
- Kibir
- kibir
- kibir
- kibir
- kibir
- kendini yüceltme
- yapmacıklık
- iddialılık
- cüret
- övünme
- cesaret
- övünç
- Kendini beğenmişlik
- güven
- ileri gidiş
- Perdesizlik
- Küstahlık
- ihtişam
- varsayım
- Bahane
- iddia
- süslü püslü
- züppelik
- züppelik
- Üstünlük
- Kesinlik
- Özvarsayım
- kendi sonucu
- kibir
- saldırganlık
- arsızlık
- arsızlık
- gösteriş
- gösteriş
- Gösterişli
- gösteriş
- ışıltı
- süslü konuşma
- palyaçoluk
- Gösteriş
- Gösteriş
- kabalık
- Gösteriş
Nearest Words of self-assertion
- self-asserting => kendine güvenen
- self-approving => kendini onaylayan
- self-appointed => kendini atamış
- self-applying => kendi kendine uygulanabilen
- self-applause => kendi kendine alkış
- self-annihilation => kendini imha etme
- self-annihilated => kendini yok etti
- self-analysis => Kendine analiz
- self-aggrandizing => kendine önem veren
- self-aggrandizement => Kendini yüceltme
- self-assertive => kendine güvenen
- self-assertiveness => Kendine güven
- self-assumed => kendi kendine varsayılan
- self-assurance => özgüven
- self-assured => kendinden emin
- self-aware => kendini bilen
- self-awareness => öz farkındalık
- self-balancing => kendi kendini dengeleyen
- self-banished => kendi kendini sürmüş
- self-begetten => kendi kendine doğmuş
Definitions and Meaning of self-assertion in English
self-assertion (n)
the act of putting forth your own opinions in a boastful or inconsiderate manner that implies you feel superior to others
the act of asserting yourself in an aggressive manner
self-assertion (n.)
The act of asserting one's self, or one's own rights or claims; the quality of being self-asserting.
FAQs About the word self-assertion
Özgüven
the act of putting forth your own opinions in a boastful or inconsiderate manner that implies you feel superior to others, the act of asserting yourself in an a
yapmacıklık,küstahlık,kibir,Özgüven,kibir,Hor görme,bencillik,görkem,Kibir,yükseklik
Mütevazılık,Alçakgönüllülük,Alçakgönüllülük,alçakgönüllülük,uysallık,alçakgönüllülük,Utangaçlık,utangaçlık,tereddüt,utangaçlık
self-asserting => kendine güvenen, self-approving => kendini onaylayan, self-appointed => kendini atamış, self-applying => kendi kendine uygulanabilen, self-applause => kendi kendine alkış,