Turkish Meaning of pontificating
öğretici
Other Turkish words related to öğretici
- kibirli
- farazi
- otoriter
- baş belası
- kendini beğenmiş
- süvari
- göğüs
- küçümseyen
- baskın
- egemen
- Egemen
- Kibirli
- süslü
- kibirli
- kibirli
- gücenik
- yargıçsal
- himaye edici
- kibirli
- Papalık
- küstah
- süslü
- huysuz
- Kibirli
- kibirli
- kibirli
- varsayarak
- fırtınalı
- fırtınalı
- övüngen, kendini beğenmiş
- bombasmatik
- övüngen
- övünme
- küstah
- kayıtsız
- kibirli
- küçümseyen
- bencil
- bencil
- egoist
- egoist
- süslü püslü
- küskün
- kibirli
- saygısız
- önemli
- Küstah
- yüce
- azametli
- ustaca
- narsisistik
- kibirli
- emredici
- yüzsüz
- kendine güvenen
- kendine güvenen
- memnun
- Kibirli
- züppe
- üstün
- böbürlenen
- kibirli
- kibirli
- kibirli
- hi-hat
- kibirli
- kibirli
- kibirli
- övüngen
- arsız
- egoist
- dışa dönüklük
- dışadönük
- öne
- edepsiz
- gururlu
- gururlu
- gururlu
- bencil
- kendini beğenmiş
- kendini beğenmiş
- bencil
- kendi kendinden memnun
- İnatçı
- Kibirli
- çekingen olmayan
- Ayrılmamış
- kendi kendine etkilenen
- kendi kendine alkış tutan
- kendini beğenmiş
- kendini beğenmiş
- öz tanıtım
- utangaç
- mütevazi
- alçakgönüllü
- mütevazı
- mahcup
- küçülme
- utangaç
- bastırılmış
- ürkek
- iddiasız
- rıza gösteren
- uyumlu
- ürkek
- saygılı
- mütevazı
- çekingen
- İçedönük
- fare
- Fare grisi
- pasif
- sessiz
- emekli
- itaatli
- saldırgan olmayan
- pasif
- mütevazı
- Göze çarpmayan
- teslim
- ürkmüş
- kendine güvenmeyen
- kibirli olmayan
- Aşırı alçakgönüllü
- ayrılmış
- Özeleştirel
Nearest Words of pontificating
Definitions and Meaning of pontificating in English
pontificating
to celebrate pontifical mass, the state, office, or term of office of a pontiff, to speak or express opinions in a pompous or dogmatic way, the office or term of office of a pontiff, to speak pompously, to officiate as a pontiff
FAQs About the word pontificating
öğretici
to celebrate pontifical mass, the state, office, or term of office of a pontiff, to speak or express opinions in a pompous or dogmatic way, the office or term o
kibirli,farazi,otoriter,baş belası,kendini beğenmiş,süvari,göğüs,küçümseyen,baskın,egemen
utangaç,mütevazi,alçakgönüllü,mütevazı,mahcup,küçülme,utangaç,bastırılmış,ürkek,iddiasız
pontificated => vaaz verdi, ponies up => öder, ponies => midilli, ponied up => verdi, poniards => hançer,