Turkish Meaning of impounding
müsadere
Other Turkish words related to müsadere
- kısıtlayıcı
- holding
- hapseden
- hapsedilme
- stajyer
- hapsetme
- saklama
- sınırlayıcı
- kısıtlayıcı
- kısıtlayıcı
- anlamak
- ilgi çekici
- hariç
- yakalama
- avlanma
- işleyen
- kısıtlayıcı
- gözaltı
- kapı
- kilitleme (yukarı)
- müsadere
- kapatma
- bağlayıcı
- patlama
- zincirleme
- kelepçeleme
- Kelepçe
- Duvar örme
- etkileyici
- "jogging"
- kestirme
- toplamak
- sıkma
- zincirlenmiş
- Şangay
Nearest Words of impounding
Definitions and Meaning of impounding in English
impounding (n)
placing private property in the custody of an officer of the law
impounding (p. pr. & vb. n.)
of Impound
FAQs About the word impounding
müsadere
placing private property in the custody of an officer of the lawof Impound
kısıtlayıcı,holding,hapseden,hapsedilme,stajyer,hapsetme,saklama,sınırlayıcı,kısıtlayıcı,kısıtlayıcı
boşalan,özgürleştirici,oy hakkı vermek,özgürleştirici,Serbest bırakma,kurtuluş,kurtarıcı,azat eden,çözülme,Kafesten çıkarma
impounder => Haczeden, impounded => el konmuş, impoundage => Impoundage, impound => haczetmek, impotently => iktidarsızca,