Turkish Meaning of higher
daha yüksek
Other Turkish words related to daha yüksek
- geri
- Düşük
- Alt tarafta
- ilkel
- erken
- Yeşil
- Olgunlaşmamış
- ilerici olmayan
- Kabalık
- ilkel
- vahşi
- barbar
- Azgelişmemiş
- ufak
- yetersiz büyüklükte
- Zayıf
- gelişmemiş
- Eğitimsiz
- Olgunlaşmamış
- Olgunlaşmamış
- tufan öncesi
- modası geçmiş
- antika
- demode
- embriyonik
- küflü
- çimdik
- ak saçlı
- küflü
- Neandertal
- Neandertal
- modası geçmiş
- eski
- eski moda
- eski tarz
- modası geçmiş
- geçmiş
- ilkel
- ilkel
- aşınmış
Nearest Words of higher
- high-energy physics => yüksek enerji fiziği
- high-energy => yüksek enerjili
- high-embowed => yüksek sırtlı
- high-density lipoprotein => Yüksek yoğunluklu lipoprotein
- high-definition television => Yüksek çözünürlüklü televizyon
- high-crowned => yüksek taçlı
- high-colored => yüksek renkli
- high-class => yüksek sınıf
- high-churchman-ship => Yüksek mezheplilik
- high-churchman => din adamı
- higher cognitive process => daha yüksek bilişsel süreç
- higher criticism => yüksek eleştiri
- higher education => Yükseköğretim
- higher law => Üstün hukuk
- higher national diploma => Yüksek ulusal diploma
- higher rank => daha yüksek rütbe
- higher status => daha yüksek statü
- higher thought => yüksek düşünce
- higher up => daha yukarıda
- highering => işe alma
Definitions and Meaning of higher in English
higher (s)
advanced in complexity or elaboration
of education beyond the secondary level
FAQs About the word higher
daha yüksek
advanced in complexity or elaboration, of education beyond the secondary level
ileri,gelişmiş,yüksek,geliştirilmiş,gelişmiş,eğitimli,geliştirilmiş,öne,geç,modern
geri,Düşük,Alt tarafta,ilkel,erken,Yeşil,Olgunlaşmamış,ilerici olmayan,Kabalık,ilkel
high-energy physics => yüksek enerji fiziği, high-energy => yüksek enerjili, high-embowed => yüksek sırtlı, high-density lipoprotein => Yüksek yoğunluklu lipoprotein, high-definition television => Yüksek çözünürlüklü televizyon,