Turkish Meaning of clods
toprak yığınakları
Other Turkish words related to toprak yığınakları
- kazlar
- acımasızlar
- palyaçolar
- karkas
- kabadayılar
- topaklar
- Sokak köpekleri
- sürüngenler
- eşekler
- bebekler
- fındık
- kokarca
- hisse senetleri
- Hindi
- Canavarlar
- kaba saba
- kaba ayakkabılar
- bakar
- topuk
- karacı
- kulaklar
- deliler
- Neandertaller
- palookas
- veletler
- kokarcalar
- yılanlar
- kötü adamlar
- Yahoos
- Dodo
- İnatçılar
- Ayrılıklar
- deliler
- Noddies
- boş kafalar
- maymunlar
- kuş beyinleri
- Balon kafalar
- serseriler
- Çorba kafaları
- kaba
- pıhtılar
- gıdaklama
- gıcırtı
- köpekler
- yolcular
- Zayıf ampuller
- soslar
- Dodolar
- difüzörler
- Dambıl
- şekerleme
- kafasız
- erkek kazlar
- Golem
- gaflar
- kabadayılar
- çekiç balığı
- Eşekler
- delliler
- dalgıçlar
- bitler
- lunks
- kas kafalı
- Momus
- Kupalar
- Doğal
- Nimrod
- sirke
- erişte
- serseriler
- sahtekarlar
- yaramazlar
- dalgın
- şlemiller
- dağınık
- salaklar
- ellerini birleştirmek
- Saflar
- simps
- pis kokuşmuş
- sargılar
- kalın kafalılara
- çocuklar
- çocuklar
- tahta kafalar
Nearest Words of clods
- clodhoppers => kaba ayakkabılar
- clock-watcher => saat izleyen
- clocking in at => ---- ---- belirtilen saatte
- clocking (up) => zamanı ölçme
- clocking (out) => çıkış kaydı
- clocked in at => giriş yaptı
- clocked (out) => Çekildi (dışarı)
- clocked => zamanlanan
- clock in at => Girişte kart basmak
- clock (up) => Tükenmek
Definitions and Meaning of clods in English
clods
soil, earth, a lump or mass especially of earth or clay, oaf, dolt, a person who is dull or not sensitive
FAQs About the word clods
toprak yığınakları
soil, earth, a lump or mass especially of earth or clay, oaf, dolt, a person who is dull or not sensitive
kazlar,acımasızlar,palyaçolar,karkas,kabadayılar,topaklar,Sokak köpekleri,sürüngenler,eşekler,bebekler
cinler,dahiler,beyinler,aydınlar,bilge,düşünürler,Dahi,dahiler,büyücüler
clodhoppers => kaba ayakkabılar, clock-watcher => saat izleyen, clocking in at => ---- ---- belirtilen saatte, clocking (up) => zamanı ölçme, clocking (out) => çıkış kaydı,