Turkish Meaning of clocked
zamanlanan
Other Turkish words related to zamanlanan
- çarptı
- vurdu
- alkışladı
- kırpılmış
- çatlamış
- vuruş
- vurdu
- çarptı
- tokat attı
- vurdu
- vurdu
- deli
- tekmeledi
- dövülmüş
- delindi
- kaydırdı
- dayak yemiş
- kemer
- kısa saçlı
- Kutulu
- çarptı
- tutuklandı
- doğranmış
- ünlü veya etkili
- vurdu
- dövülmüş
- çivilenmiş
- yapıştırılmış
- dürttü
- rap yaptı
- itti
- bitkin
- vurdu
- Etiketli
- dinlenmiş
- dövdü
- vurdu
- dövdü
- balina
- vurdu
- coplanmış
- vurdu
- çaldı
- alkış
- dövülen
- bıçaklandı
- itti
- çalıştı
- çoraplı
- bıçaklanmış
- inme
- swat baskınına uğradı
- gıcık
- Yıpranmış
- vuruş
- darbe aldı
- tıkalı
- büst
- çarptı
- baston
- kulüp
- döşeli
- döv
- terk edilmiş
- kesilmiş
- kırbaçlanmış
- yerde
- itti
- diz çökmüş
- bağcıklı
- kırbaçlanmış
- Tesviye
- tesviye edilmiş
- sakatlanmış
- Parçalanmış
- fırlatılmış
- karabiberli
- güçsüz
- çizikli
- kesik
- Kızak
- dövülmüş
- çırpılmış
- fasulye
- Attı (aşağıya veya üzerinden)
- atış
- bozuk
- kremsi
- sopalanmış
- coplandı
- kelepçeli
- salladı
- Bir tane içmek
- yere serdi
- şiddetle eleştirdi
- dövülmüş
- dövülen
- dürttü
- dövülmüş
- dövülmüş
- pürüzlü
- balyozla vurmak
- mızraklandı
- damgalı
- Ansızın yumruk atma
- değiştirilmiş
Nearest Words of clocked
- clocked (out) => Çekildi (dışarı)
- clocked in at => giriş yaptı
- clocking (out) => çıkış kaydı
- clocking (up) => zamanı ölçme
- clocking in at => ---- ---- belirtilen saatte
- clock-watcher => saat izleyen
- clodhoppers => kaba ayakkabılar
- clods => toprak yığınakları
- clog (up) => tıkamak
- clogs => Tahta ayakkabılar
Definitions and Meaning of clocked in English
clocked
any periodic system by which time is measured, to register on a mechanical recording device, without relaxation and heedless of time, to register on a time sheet or time clock, a synchronizing device (as in a computer) that produces pulses at regular intervals, time clock, put in sense 3, to have a specified measure or value, with clocked speed rather than the order of finish as the criterion for placement, a device other than a watch for indicating or measuring time commonly by means of hands moving on a dial, attain, realize, odometer, to hit hard, with or within a time constraint, to travel (a distance) over time, a registering device usually with a dial, an ornamental figure on the ankle or side of a stocking or sock, to be timed at, continuously for 24 hours, a device (as in a computer) that sends out signals at regular spaces of time so that other events can happen in the correct order, to show (as time or speed) on a recording device, to have a specified duration or speed, a registering device with a dial that is attached to a machine to measure or record what it is doing, to use up as much as possible of the playing time remaining in a game (such as football) while retaining possession of the ball or puck especially to protect a lead, to time (as a person or a piece of work) by a timing device, biological clock, to time with a stopwatch or by an electric timing device, a device for measuring or telling the time and especially one not meant to be worn or carried about by a person
FAQs About the word clocked
zamanlanan
any periodic system by which time is measured, to register on a mechanical recording device, without relaxation and heedless of time, to register on a time shee
çarptı,vurdu,alkışladı,kırpılmış,çatlamış,vuruş,vurdu,çarptı,tokat attı,vurdu
No antonyms found.
clock in at => Girişte kart basmak, clock (up) => Tükenmek, clock (out) => işten çıkmak, clock (in) => Saat (içinde), clobbers => pataklar,