Turkish Meaning of speeded
hızlandırılmış
Other Turkish words related to hızlandırılmış
- esmek
- heyecanlı
- kovalanan
- fırladı
- sürdü
- uçtu
- telaşlı
- atladı
- yarıştı
- koşmak
- yırtılmış
- koşmak
- acele
- yolculuk etti
- gezdi
- dörtnala koştu
- döndü
- fermuarlı
- namlu
- fıçı
- kemer
- patlatılmış
- yanan
- cıvatalı
- bowling
- toplanmış
- Hareketli
- eğik
- kariyer
- tire
- hızlandırılmış
- yöneldi
- Kambur
- fırlatılan
- Dalıp
- acele etti
- jet
- koştu
- Motorlu
- Sıkıştırılmış
- fırlatılmış
- çarptı
- Roket gibi yükseliş
- hışırdadı
- batırılmış
- yırtılmış
- çırpılmış
- Defol
- esinti
- Kurs
- çatlak
- kıllı
- kaydı
- telaşlandı
- kademeli
- yakınlaştırılmış
- hızlandırılmış
- çıkıntılı
- yakalandı
- uçtu
- dörtnala
- geride bıraktı
- geride bıraktı
- geçmek
- hızlandırılmış
- koşarak uzaklaştı
- ovdu
- kavga
- çizgili
- uğuldadı
- ok
- top mermisi
- hızlandırılmış
- kıpırdanmak
- yüksek toplanmış
- koşarak gitmek (bir şey yapmak için)
- iz bıraktı
- geride kalmış
- bir bacağını sallamak
- koştu
- izdiham
- üzerine bastı
- Dışarı çıktı
Nearest Words of speeded
- speed (up) => hızlandırmak
- speeches => konuşmalar
- speech forms => Konuşma biçimleri
- speech form => Konuşma biçimi
- sped (up) => (hızlandı)
- sped => hızlandı
- speculations => spekülasyonlar
- speculating (about) => spekülasyon yaparak (hakkında)
- speculating => spekülasyon
- speculated (about) => tahmin edilen
Definitions and Meaning of speeded in English
speeded
the act or state of moving swiftly, swiftness or rate of performance or action, a related stimulant drug and especially an amphetamine, quickness in movement or action, to further the success of, to cause or help to prosper, a transmission gear in automotive vehicles or bicycles, to wish Godspeed to, to make haste, to go or drive at too high a speed, methamphetamine, the magnitude of a velocity irrespective of direction, get along, fare, someone or something that appeals to one's taste, to send out, fast, rapidly, the light-gathering power of a lens or optical system, rate of motion, to go or drive at excessive or illegal speed, to move, work, or take place faster, operating at full effectiveness or potential, the sensitivity of a photographic film, plate, or paper expressed numerically, to move or cause to move fast, the time during which a camera shutter is open, to prosper in an undertaking, a transmission gear in motor vehicles or bicycles, velocity sense 1, prosperity in an undertaking, a related drug, to cause to move quickly, impetus, to increase the speed of
FAQs About the word speeded
hızlandırılmış
the act or state of moving swiftly, swiftness or rate of performance or action, a related stimulant drug and especially an amphetamine, quickness in movement or
esmek,heyecanlı,kovalanan,fırladı,sürdü,uçtu,telaşlı,atladı,yarıştı,koşmak
sürüklemek,gecikmiş,oyalandı,dürttü,sürünerek,süründü,takılmak (veya dışarı çıkmak),Gezinmek,oyalanmak,oyalanmak
speed (up) => hızlandırmak, speeches => konuşmalar, speech forms => Konuşma biçimleri, speech form => Konuşma biçimi, sped (up) => (hızlandı),