Turkish Meaning of salient
belirgin
Other Turkish words related to belirgin
- seçkin
- önemli
- büyük
- Olağanüstü
- kalın
- muazzam
- şef
- komuta eden
- göze çarpan
- ayırt edilebilir
- ayırt edilebilen
- dramatik
- vurgulu
- gösterişli
- etkileyici
- ilginç
- işaretlenmiş
- dikkate değer
- dikkat çekici
- dikkat çeken
- gözlemlenebilir
- fark edilebilir
- önde gelen
- telaffuz edilen
- tanınabilir
- olağanüstü
- gösterişli
- önemli
- çarpıcı
- görünür
- vurgulanan
- emici
- ilgi çekici
- harika
- akılda kalıcı
- Algılanabilir
- seçkin
- sürükleyici
- büyüleyici
- dikkat çekici
- büyüleyici
- kapıcı
- belirgin
- gürültülü
- ilgi çekici
- sıçrayan
Nearest Words of salient
Definitions and Meaning of salient in English
salient (n)
(military) the part of the line of battle that projects closest to the enemy
salient (s)
having a quality that thrusts itself into attention
represented as leaping (rampant but leaning forward)
salient (a)
(of angles) pointing outward at an angle of less than 180 degrees
salient (v. i.)
Moving by leaps or springs; leaping; bounding; jumping.
Shooting out or up; springing; projecting.
Hence, figuratively, forcing itself on the attention; prominent; conspicuous; noticeable.
Projecting outwardly; as, a salient angle; -- opposed to reentering. See Illust. of Bastion.
Represented in a leaping position; as, a lion salient.
salient (a.)
A salient angle or part; a projection.
FAQs About the word salient
belirgin
(military) the part of the line of battle that projects closest to the enemy, having a quality that thrusts itself into attention, (of angles) pointing outward
seçkin,önemli,büyük,Olağanüstü,kalın,muazzam,şef,komuta eden,göze çarpan,ayırt edilebilir
gizli,önemsiz,ince,seçkin olmayan,önemsiz,gizlenmiş,loş,Zayıf,belirsiz,örtünmüş
saliency => belirginlik, salience => belirginlik, salicylous => salisilik, salicylol => Salisil alkol, salicylite => salisilat,