Turkish Meaning of disadvantages
dezavantajları
Other Turkish words related to dezavantajları
- borçlar
- dezavantajlar
- dezavantajlar
- engellilik
- eksi işaretler
- olumsuzluklar
- eksiklikler
- engellilik
- engeller
- borçlar
- Zararları
- engeller
- grevler
- Albatros
- zahmetler
- Albatroslar
- Tahta ayakkabılar
- Utanç verici şeyler
- aksaklıklar
- engeller
- engeller
- değer düşüklükleri
- engeller
- Parazitler
- hadi
- değirmen taşı
- engeller
- ovuyor
- zincirler
- boğazlama
- varlıklar
- avantajlar
- Kıyılar
- avantajlar
- fırsatlar
- kontroller
- damlalar
- atlar
- potansiyel müşteriler
- kenar boşlukları
- artılar
- ayrıcalıklar
- başlar
- üstünlükler
- avantajlar
- AIDS
- yardım
- Mükemmellikler
- üstünlükler
- üstünlük
- daha iyi
- aralar
- komutlar
- avantaj
- baskınlıklar
- Ayrıcalıklar
- üstünlük
- Aşkınlıklar
- üstünlük
Nearest Words of disadvantages
- disaffiliate => ilişiksizleştirmek
- disaffiliated => bağımsız
- disaffiliating => ilgisiz
- disaffiliation => ayrılma
- disaffirmed => iptal edilmiş
- disaffirming => inkar eden
- disaggregated => Dağıtılmış
- disaggregating => parçalanma
- disagree (with) => katılmıyorum (ile)
- disagreed (with) => aynı fikirde değildi (ile)
Definitions and Meaning of disadvantages in English
disadvantages
something not helpful, to place at a disadvantage, loss or damage especially to one's good name or finances, loss or damage especially to reputation, credit, or finances, a quality or circumstance that makes achievement unusually difficult, an unfavorable, inferior, or prejudicial condition, a state or condition that favors someone else
FAQs About the word disadvantages
dezavantajları
something not helpful, to place at a disadvantage, loss or damage especially to one's good name or finances, loss or damage especially to reputation, credit, or
borçlar,dezavantajlar,dezavantajlar,engellilik,eksi işaretler,olumsuzluklar,eksiklikler,engellilik,engeller,borçlar
varlıklar,avantajlar,Kıyılar,avantajlar,fırsatlar,kontroller,damlalar,atlar,potansiyel müşteriler,kenar boşlukları
disaccustomed => alışık olmayan, disaccorded => uyumsuz, disabuses => hayal kırıklığına uğratır, disables => devre dışı bırakır, disablements => Engellilikler,