Turkish Meaning of brokers
komisyoncular
Other Turkish words related to komisyoncular
- avukatlar
- aracılar
- aracılar
- danışmanlar
- ajanlar
- büyükelçiler
- tamponlar
- arabulucular
- Arayüzler
- İlişkiler
- arabulucular
- müzakereciler
- barış elçileri
- Milletvekilleri
- yargıçlar
- medya
- danışmanlar
- müzakereciler
- danışmanlar
- Delegeler
- elçiler
- faktörler
- aracılar
- dürüst komisyoncular
- şefaatçılar
- şefaatçılar
- ara katmanlar
- Moderatörler
- müzakereciler
- vekiller
- hakemler
- temsilciler
- Hakemler
- meraklılar
- elçiler
- uzlaştırıcılar
- hakemler
- Hakemler
- danışmanlar
- karışanlar
- elçiler
- karışanlar
- haberciler
- barışçılar
- savcılar
- uzlaştırıcılar
- sorun gidericiler
Nearest Words of brokers
- bromides => bromürler
- bronchos => bronşlar
- broncos => Broncos
- Bronx cheers => Bronx tezahüratları
- brood (about or over) => düşünmek (hakkında veya aşırı)
- brooded (about or over) => kuluçkaya yatmak (hakkında veya üzerinde)
- brooding (about or over) => düşünmek (hakkında veya hakkında)
- broods => kuluçka
- brooklets => dereler
- broomsticks => Süpürgeler
Definitions and Meaning of brokers in English
brokers
one who sells or distributes something, power broker, an agent who arranges marriages, an agent who negotiates contracts of sale (as of real estate or securities) or other agreements (as insurance contracts or mortgages) between the parties for a fee or commission compare dealer, finder, a person who acts as an agent in the purchase and sale of property, one who acts as an intermediary, an agent who negotiates contracts of purchase and sale (as of real estate, commodities, or securities)
FAQs About the word brokers
komisyoncular
one who sells or distributes something, power broker, an agent who arranges marriages, an agent who negotiates contracts of sale (as of real estate or securitie
avukatlar,aracılar,aracılar,danışmanlar,ajanlar,büyükelçiler,tamponlar,arabulucular,Arayüzler,İlişkiler
alıcılar,tüketiciler,alıcılar,kullanıcılar,Son kullanıcılar
broken up => kırık, broken down => Bozuk, broke up => Ayrıldılar, broke the law => yasayı çiğnedi, broke out (of) => çıktı (den),