Turkish Meaning of beauties
güzellikler
Other Turkish words related to güzellikler
- belles
- kurabiye
- Gözler
- tanrıçalar
- bebekler
- güzellik kraliçeleri
- tatlılar
- tatlılar
- bebekler
- büyücüler
- tilki
- tilkiler
- ballar
- Şeftali
- en güzeller
- Çarpıcılar
- Güzeller
- büyücüler
- Kapak kızları
- tatlılar
- tabaklar
- bebek kuşlar
- Rüya gemileri
- Femme fatale
- huriler
- Nakavtlar
- seyirciler
- pin-up kızları
- sirenler
- ayartıcılar
- vampir
Nearest Words of beauties
- beaucoup => çok
- beau ideals => güzellik idealleri
- Beau Brummells => Beau Brummell
- beats up on => pataklar
- beats the drum (for or about) => davul çalmak (için veya hakkında)
- beats (down) => vurur (aşağı)
- beatings => dayak
- beating up on => dayak
- beating the pants off => pantolonu dövmek
- beating the drum (for) => Davul çalmak için
- beautifiers => güzelleştiriciler
- beautiful people => Güzel insanlar
- beautifulness => Güzellik
- beauts => Güzeller
- beauty queen => güzellik kraliçesi
- beauty queens => güzellik kraliçeleri
- beaver (away) => kunduz (uzakta)
- beavered (away) => çok çalışmak (uzak)
- beavering (away) => Çalışkan
- beavers => kunduzlar
Definitions and Meaning of beauties in English
beauties
something that is beautiful or excellent, the qualities of a person or a thing that give pleasure to the senses, the quality or group of qualities in a person or thing that gives pleasure to the senses or the mind, an excellent or appealing quality, bottom sense 9, a lovely person or thing, a lovely woman, the quality of being physically attractive, an outstanding example, a person (especially a woman) who is beautiful
FAQs About the word beauties
güzellikler
something that is beautiful or excellent, the qualities of a person or a thing that give pleasure to the senses, the quality or group of qualities in a person o
belles,kurabiye,Gözler,tanrıçalar,,bebekler,güzellik kraliçeleri,tatlılar,tatlılar,bebekler
çantalar,Cadılar,Frumps,cadılar,Cadılar
beaucoup => çok, beau ideals => güzellik idealleri, Beau Brummells => Beau Brummell, beats up on => pataklar, beats the drum (for or about) => davul çalmak (için veya hakkında),