Turkish Meaning of runtish
cılız
Other Turkish words related to cılız
- küçük
- cüce
- son derece küçük
- mikro
- mikroskobik
- mikroskobik
- mini
- minyatür
- asgari
- Saptamak
- cep
- cılız
- ovalama
- küçük
- cılız
- normal altı
- küçücük
- oyuncak
- küçük
- biraz
- minyatürleştirilmiş
- dakika
- yetersiz
- küçük
- minik
- cüce
- iyi
- yarım pint
- yetersiz
- duygusuz
- Yetersiz
- eksik
- minicik
- küçük
- zayıf
- sıska
- küçük
- küçücük
- cimri
- bir pint büyüklüğünde
- bir pint büyüklüğünde
- cep boyutu
- Cep boyutu
- fakir
- zayıf
- pigme
- az
- Az
- kıt
- zayıf
- yetersiz
- ince
- hafif
- zayıf
- küçük
- yedek
- seyrek, az
- cimri
- minicik
- minicik
- ufacık
- ufak
- yetersiz büyüklükte
- isteyen
- minicik
- küçük
- oyuncak gibi
- Bantam
- kapsül
- kısmak
- bir lokmalık
- lokma büyüklüğünde
- yeter
- büyük
- hacimli
- devasa
- önemli
- devasa
- galaktik
- dev
- dev
- iyi
- Harika
- harika
- iğrenç
- yakışıklı
- kahramanca
- devasa
- Sibirya Kurdu
- muazzam
- büyük
- mamut
- kitlesel
- monolitik
- korkunç
- anıtsal
- dağlık
- Büyük boy
- büyük boy
- büyük
- büyük bedenli
- muazzam
- önemli
- önemli
- şaşırtıcı
- önemli
- düzenli
- muazzam
- geniş
- hacimli
- devasa
- bol
- yeterli
- önemli
- oldukça büyük
- bol
- yük vagonu
- Geniş
- mağara gibi
- bol
- Kozmik
- cyclopean
- fil gibi
- yeterince
- yağ
- devasa
- cömert
- sağlıklı
- ağır
- herkül
- kahramanca
- Himalayalar
- iri
- devasa
- sonsuz
- dev
- kral boy
- King boyutu
- epey büyük
- leviathan
- liberal
- firavun
- bol
- bol
- şaşırtıcı
- yeterli
- kalın
- Titanik
- geniş
- Bunyanesk
- muazzam
- büyük boy
- aşırı ölçekli
- sınırsız
- Brobdingnag
- ölçülemez
- hesaplanamaz
- kozmik
Nearest Words of runtish
Definitions and Meaning of runtish in English
runtish
an unusually small person or animal, the smallest of a litter of pigs, a person of small stature, a hardened stalk or stem of a plant, an animal unusually small of its kind
FAQs About the word runtish
cılız
an unusually small person or animal, the smallest of a litter of pigs, a person of small stature, a hardened stalk or stem of a plant, an animal unusually small
küçük,cüce,son derece küçük,mikro,mikroskobik,mikroskobik,mini,minyatür,asgari,Saptamak
yeter,büyük,hacimli,devasa,önemli,devasa,galaktik,dev,dev,iyi
run-throughs => Prova, runs with => ile birlikte koşar, runs through => içinden akar, runs over => ezer, runs on => çalışır,