Turkish Meaning of glimmer
parıltı
Other Turkish words related to parıltı
- bit
- ipucu
- küçük
- parçala
- kıvılcım
- Benek
- sıçrama
- serpinti
- dokunmak
- ısırık
- kırıntı
- dab
- tire
- doz
- dram
- damla
- leke
- avuç
- asgari
- Mayt
- az miktar
- sıkıştırmak
- ons
- parçacık
- Yer fıstığı
- sıkmak
- porsiyon
- Işın
- scintilla
- endişe
- gölge
- gölge
- şerit
- tokat
- koku
- azıcık
- tutam
- kırıntı
- azıcık
- sıçramak
- leke
- gerilim
- seri
- şüphe
- biraz
- iz
- parça
- as
- Atom
- nokta
- damla
- pul
- sinek pisliği
- parça
- tahıl
- Granüller
- uğultu
- iota
- nokta
- asgari
- Molekül
- lokma
- hendek
- lokma
- çıkıntı
- bölüm
- yama
- saçılma
- hurda
- bölüm
- Benzerlik
- parça
- Titreme
- yüzeysel bilgi
- Çıt
- Kıymık
- Hece
- tat
- paçavra
- başlık
- iz
- whit
- Bir damla su
- bolluk
- fıçı
- Bir gemi yükü
- kova
- demet
- bushel
- anlaşma
- bir avuç
- sürüyle
- yığınlar
- kırbaçlama
- yükler
- çok
- kütle
- kargaşa
- dağ
- bir sürü
- Grup
- gagalama
- yığın
- çok
- bolluk
- miktar
- Sal
- yığınla
- Yığın
- hacim
- pamuk
- servet
- rimler
- ikramiye
- parça
- Utanç
- fazlalık
- çok
- aşırılık
- taşma
- aşırı arz
- Tencere
- levha
- Bolluk
- fazlalık
- aşırılık
- fazlalık
- bir sürü
- yakışıklı
- şişkinlik
- aşırı
- fazla
Nearest Words of glimmer
Definitions and Meaning of glimmer in English
glimmer (n)
a flash of light (especially reflected light)
a slight suggestion or vague understanding
glimmer (v)
shine brightly, like a star or a light
glimmer (v. i.)
To give feeble or scattered rays of light; to shine faintly; to show a faint, unsteady light; as, the glimmering dawn; a glimmering lamp.
glimmer (n.)
A faint, unsteady light; feeble, scattered rays of light; also, a gleam.
Mica. See Mica.
FAQs About the word glimmer
parıltı
a flash of light (especially reflected light), a slight suggestion or vague understanding, shine brightly, like a star or a lightTo give feeble or scattered ray
bit,ipucu,küçük,parçala,kıvılcım,Benek,sıçrama,serpinti,dokunmak,ısırık
bolluk,fıçı,Bir gemi yükü,kova,demet,bushel,anlaşma,bir avuç,sürüyle,yığınlar
glim => ışıltı, glike => sanki, gliff => Glif, glidingly => kayarak, gliding machine => Süzülen makine,