Turkish Meaning of drivel
saçma sapan
Other Turkish words related to saçma sapan
- blabla
- tükürük
- saçmalık
- fındık
- aptallık
- saçmalık
- saçmalık
- saçmalık
- saçmalık
- borda
- blarney
- gevezelik
- geveze
- Saçmalamak
- saçmalık
- saçmalık
- boğa
- Bancombe
- ranza
- Saçmalık
- saçmalık
- Saçmalıklar
- delilik
- testi
- keman
- saçmalık
- saçmalık
- aptallık
- fudg
- saçmalık
- Saçmalamalar
- saçmalık
- Saçmalık
- Çılgınlık
- caz
- Çılgınlık
- Saçmalık
- saçmalık
- bok
- saçmalık
- saçmalık
- punk
- çürümek
- Saçmalık
- Saçmalık
- saçmalık
- saçmalık
- fasulye
- bla bla
- bokla
- Saçmalık
- saçmalık
- Saçmalık
- saçmalık
- saçmalık
- Elma püresi
- budalalık
- flanel
- gaz
- Yunan
- hoodoo
- saçmalık
- zayıflık
- anlamsızlık
- delilik
- Maymun iştahlı
- ay ışığı
- Saçmalık
- saçmalık
- saçmalık
- sulu kar
- Saçmalık
- saçmalık
- çifte standart
- Buz hokeyi
- boşluk
- Tuhaflık
- nerts
Nearest Words of drivel
- drive-in => Araba sineması
- drive-by shooting => araçlı saldırı
- drivebolt => tahrik somunu
- drive up => arabayla gelmek
- drive out => dışarı atmak
- drive off => araba sürerek uzaklaşmak
- drive line system => Tahrik hattı sistemi
- drive line => Tahrik hattı
- drive in => Araba sineması
- drive home => Eve sürüş.
Definitions and Meaning of drivel in English
drivel (n)
a worthless message
saliva spilling from the mouth
drivel (v)
let saliva drivel from the mouth
drivel (v. i.)
To slaver; to let spittle drop or flow from the mouth, like a child, idiot, or dotard.
To be weak or foolish; to dote; as, a driveling hero; driveling love.
drivel (n.)
Slaver; saliva flowing from the mouth.
Inarticulate or unmeaning utterance; foolish talk; babble.
A driveler; a fool; an idiot.
A servant; a drudge.
FAQs About the word drivel
saçma sapan
a worthless message, saliva spilling from the mouth, let saliva drivel from the mouthTo slaver; to let spittle drop or flow from the mouth, like a child, idiot,
blabla,tükürük,saçmalık,fındık,aptallık,saçmalık,saçmalık,saçmalık,saçmalık,borda
Rasyonellik,makullük,duygu,sağduyu,İdrak,sağduyu,yargı kararı,yargı,sağduyu,bilgelik
drive-in => Araba sineması, drive-by shooting => araçlı saldırı, drivebolt => tahrik somunu, drive up => arabayla gelmek, drive out => dışarı atmak,